Osmanlı Devleti’nde Taşra Teşkilatında Yapılan Islahatlar
Osmanlı Devleti’nde tımar sistemi ordu, güvenlik ve ekonomi ile doğrudan bağlantılıydı. Bilindiği gibi Osmanlı Devleti büyük oranda, tarımsal üretimden ve vergilerin toplanmasından, iç ve dış güvenliğin sağlanmasına kadar çeşitli hizmetleri tımar sistemi aracığıyla sağlıyordu. XVIII. yüzyılda tımar sisteminin bozulması Osmanlı Devleti’nde pek çok alanda aksaklıkların yaşanmasına neden oldu.
XVIII. yüzyıla kadar devlet, tımar dışında kalan toprakların gelirlerini açık artırma yoluyla mültezim denen kişilere kiralıyordu. Bu yüzyıldan itibaren iltizam uygulamasından vazgeçilerek vergi kaynaklarının yaşam boyu kiralandığı Malikâne sistemine geçilmiştir. Malikâne sistemiyle mukataa topraklar, muaccele denen satış bedeli karşılığında, hayatı süresince olmak şartıyla kiralanıyordu.
Ayrıca bu toprakların üstün hizmet gösteren bazı devlet görevlilerine miras yoluyla çocuklarına geçecek şekilde verildiği durumlar da olmuştur. Ancak İstanbul’da oturan malikâne sahipleri, malikânelerini mültezimler yoluyla idare etmeye başladılar. Mültezimler genellikle mukataa mahalline yerleşmiş âyanlardı. Ayanlar zamanla malikâneleri ele geçirdiler. Daha sonra mütesellimlik, voyvodalık, muhassıllık gibi resmi görevlere yükselerek Osmanlı Devleti’nin merkez, taşra ve ordu sisteminde etkili duruma geldiler. Özellikle Nizamıcedit ordusunun kuruluş döneminde yaşanan Osmanlı-Rus-Avusturya Savaşı’nda Rumeli’nin güvenliğini sağlayarak III. Selim’i destekleme yoluyla siyasi güç kazandılar.